Vücudumuzdan Atılması Gereken Toksin Nedir ?
Denge halindeki bir biyolojik sisteme hasar veren fiziksel, kimyasal ve mikrobiyal ajanlara toksin denir. Toksinler vücutta metabolizma sonucu oluşabildikleri gibi çevre kirliliği ile dışardan da vücuda girebilirler.
Vücuttan Kaynaklanan Endojen Toksinler Nelerdir ?
• Fizyolojik metabolizma sonucu oluşan Amonyak, Bilirubin, Kreatinin, Laktik asit, Ürik asit ve CO2 gibi maddeler
• Hormonlar ve nörotransmitterlerin artan yapım ve yıkım ürünleri
• Serbest radikal oluşumunun artışı
• Bazı dokulardan salgılanan toksinler
• Dental Material ve Tibbi İmplantlar
Toksinler Vücudu Nasıl Etkiler?
• Vücudumuz, hergün binlerce toksine maruz kalır. Sindirim sistemi bu toksinlerle baş edebilir.
• Toksinlerin atılım alanı kolon olarak nitelendirilse de esasen karaciğer toksinleri elimine ederek barsağa yollar.
• Lenfatik sistem ise dokularda oluşan toksinleri eliminasyon organlarına taşır ve T hücrelerini oluşturur.
Toksinleri Depolayan Doku: Yağ Dokusu
• Toksinler karaciğere suda veya yağda çözünür halde gelebilirler. Suda çözünenler kolaylıkla detosifiye edilir ve idrarla atılır.
• Yağda çözünen toksinler ise yağ hücresinde depolanır ve böylece vūcudun detoksifikasyon sisteminden korunmuş olurlar.
• Özellikle organların çevresinde yer alan visseral yağ dokusu, diabet ve kalp damar hastalıkları gibi bir çok hastalığın patogenezinde yer alır.
• Artmış yağ dokusu toksin deposudur.
Toksinlerin Atılmasını Sağlayan Detoks Süreci Nasıl Gerçekleşir ?

Detoksifikasyonun üç basamağı vardır :
1.Basamak: Karaciğerde sitokrom P450 enzimlerinin aktivitesi ile ara metabolitlerin oluştuğu basamaktır. Toksinler daha çok suda çözünür ve daha az toksik ürünlere çevrilmektedir.
2.Basamak: Glutatyon transferaz enzimince, Gutatyon molekülü toksine transfer edilir. Bu da faz 1 deki gibi toksini daha çok suda çözünür ve daha az toksik bir moleküle dönüştürmek için gerçekleştirilir. Sülfatlar, aminoasitler, glukronik asit gibi molekülerde bu fonksiyonlar gerçekleştirilir. Vücutta toksin miktarı artarsa Glutatyon miktarı azalır. Glutatyonun bir başka fonksiyonu serbest radikalleri temizlemesidir.
3. Basamak: Hücreden toksinlerin atıldığı basamaktır. Faz 1 ve Faz 2 nin oluşturduğu ürünler hücrelerden sistemik dolaşımla atılır.
Detoksifikasyon için Doğru Beslenme İlkeleri
Vücuttaki detoksifikasyon sisteminin fonksiyonunu sürdürebilmesi için vitaminlerin (B, C, E), minerallerin (selenyum, çinko, bakır), Koenzim Q10 ve polifenollerin yeterince alınması gerekir. Bu besinlerin detoksifikasyon basamaklarında fonksiyonu olduğu gibi antioksidan özellikleri de vardır.
Hayati Öneme Sahip Bir Molekül : Glutatyon (GSH)
Glutatyon, oksidatif stresi silerek hücre içi redoks dengesini korur. GSH'ye bağlı membran taşıyıcılar ve akış pompaları, toksin eliminasyonunda kilit rol oynar. Sülfür içeren sistein aminoasidi glutatyonun üretimi için kullanılır. Toksin miktarı arttıkça azalan glutatyon miktarının artması için, sistein içeren gıdalar tüketilmelidir. Yumurta, brokoli ve sarımsak gibi kükürt bakımından zengin besinler, vücudumuz tarafından üretilen ve detoksifikasyonda yoğun bir şekilde yer alan önemli bir antioksidan olan glutatyonun işlevini artırmaya yardımcı olur.
DETOKS SİSTEMİ NASIL GENÇLEŞTİRİLİR?
Vücudumuzda; karaciğeri, böbrekleri, sindirim sistemini, cildi ve akciğerleri içeren toksinleri yok etmenin doğal bir yolu vardır. Bu organlar sağlıklı olduğuklarında istenmeyen maddeleri etkili bir şekilde ortadan kaldırabilirler. Kısa süreli detoks diyetleri vücudun kendi başına yapamayacağı bir şey yapmaz; detoks yapan organları destekleyebilen besinleri ve önerileri içerebilirler.
ADIM 1: Alkolü Sınırlayın
Alkolün yüzde 90'ından fazlası karaciğerde metabolize edilir. Aşırı tüketildiğinde, karaciğer işlevini yeterince yerine getiremez ve vücudumuzdaki atıkları filtreleyerek, toksinleri uzaklaştıramaz. Bu nedenle; alkolü sınırlamak veya tamamen alkolden uzak durmak, vücudunuzun detoksifikasyon sistemini güçlü tutmanın en iyi yollarından biridir.
ADIM 2: Daha Fazla Su İçin
Faydalı birçok rolüne ek olarak su, vücudumuzun detoksifikasyon sisteminin atık ürünleri kandan uzaklaştırmasını sağlar. Detoks sürecinde, üre ve karbondioksit gibi zehirli atıklar serbest kalmaktadır. Su, bu atık ürünleri; idrar, solunum veya terleme yoluyla verimli bir şekilde uzaklaştırır.
ADIM 3: Antioksidan Açısından Zengin Besinler Tüketin
Antioksidanlar açısından zengin bir diyet tüketmek, vücudunuzun serbest radikallerin neden olduğu hasarı azaltmasına yardımcı olur ve detoksifikasyonu etkileyebilecek hastalık riskinizi azaltabilir. Bununla birlikte; alkol, sigara, kötü beslenme alışkanlıkları ve kirleticilere maruz kalma aşırı serbest radikal üretimine sebep olan faktörlerdir. Antioksidanlar açısından zengin beslenmek, vücuttaki serbest radikallerin ve hastalık riskini artıran diğer toksinlerin neden olduğu oksidatif stresle savaşmanıza yardımcı olabilir. Antioksidan besinler örnekleri arasında; A vitamini, C vitamini, E vitamini, selenyum, likopen ve lutein besinler bulunur. Meyveler, sebzeler, kuruyemişler, baharatlar ve yeşil çay gibi gıdalar yüksek miktarda antioksidan içerir.
ADIM 4: Prebiyotik İçeriği Yüksek Besinler Tüketin
Prebiyotikler açısından zengin bir diyet, uygun detoksifikasyon ve bağışıklık sağlığı için önemli olan sindirim sisteminizi sağlıklı tutar. Bağırsaklardaki yararlı bakteri popülasyonu; antibiyotik kullanımı ve kötü beslenme alışkanlıkları nedeniyle zararlı bakterilerle dengesiz hale gelebilir. Sonuç olarak; mikrobiyotadaki bu sağlıksız değişim, bağışıklık ve detoksifikasyon sistemlerini zayıflatabilir ve hastalıklara yakalanma riskini artırabilir.. Prebiyotiklerin en iyi besin kaynakları arasında hindibağ, enginar, muz, kuşkonmaz, soğan ve sarımsak bulunur.